Haberler

Hollanda’da jeotermal sektörü nasıl ayağa kalkıyor?

Isı talebine karşı yeraltı verilerinin haritalanması (kaynak: energiepodium.nl aracılığıyla TNO / EBN)
Cannur Bozkurt 29 Tem 2019

EnergiePodium.nl tarafından yayınlanan ayrıntılı bir makale, Hollanda'da jeotermal enerji sektörünün nasıl ayağa kalktığını ayrıntılarıyla paylaşıyor. Jeotermal kaynaklar adına çok güzel bir başlangıç.

Hollanda’lı gaz ticareti şirketi GasTerra’nın bir girişimi olan energiepodium.nl, Hollanda’da jeotermal enerji hakkında oldukça ilginç bir makale yayınladı.

Makalede, Hollanda’da, bugün neredeyse tamamı seralarda kullanılan, yaklaşık yirmi jeotermal tesis bulunduğunu belirtmekte. Ancak hükümetin jeotermal enerji ile evlerin ısıtılmasına yönelik ısıtma şebekelerinin inşası konusundaki tutumu ile önümüzdeki yıllarda yüzlerce kuyunun ekleneceğini öngörmekte.

Makale, ülkede jeotermal sektörün nasıl başladığı konusunda yaklaşımın ayrıntılarını sunmakta.

Haziran 2019’da Lahey’de gerçekleştirilen Avrupa Jeotermal Enerji Kongresi ile birlikte, bir saha gezisi jeotermal sektörü için yeni TNO inovasyon merkezinin proje sahasında bir sondaj kulesine çalışmasına neden oldu. Proje lideri Gert-Jan Heerens, Well Innovation and Heat Open’ı ziyaret eden jeotermal ısı uzmanları grubuna “Bu tam kapsamlı araştırma tesisi ile sahada yeni işlerin nasıl yürüdüğünü doğrudan test edebilir ve çok fazla zaman ve para tasarrufu yapabilirsiniz” açıklamasında bulundu.

Test merkezi, yani Heerens, her türlü mekanik ve hidrolik testlerin yüksek basınç ve sıcaklık altında gerçekleştirilmesine yönelik tesisler içermekte. Uluslararası ziyaretçilerine güvence veren tesisde her şey boyutlandırma hakkında. Özellikle yeni bir buluşu gerçek bir sondajda veya yeraltında test etmek isteyen küçük şirketler için, yeni araştırma merkezinin bir çözüm olduğunu belirtiliyor. “Girişimcilerin bu tür testler yapmak için gerçek bir sondaj kulesine erişimleri olmadıından, durum bir boşluk oluşturuyor.”

Heerens, Hollanda’da jeotermal enerjiyi, sektör on yıl önce bebeklik dönemindeyken açık deniz rüzgar enerjisi ile karşılaştırmakta: “Eğer jeotermal enerji, fosil ısının ticari bir alternatifi olacaksa, maliyetleri yüzde otuz veya kırk azaltılmalıdır. Yeni malzemeler ve uyarlanmış sondaj konseptleri ve kuyular, jeotermal ısının çıkarılmasını yerleşim bölgelerinde kullanım için daha uygun hale getirmelidir. Daha kompakt, verimli ve çevreye karşı daha güvenli olmalı.” Heerens aynı zamanda, daha öngörülebilir ve yeraltı kaçakları riskini azaltmak için sektörün üzerinde çalıştığı yeniliklere örnek olarak çelik yerine plastik sondaj boruları, daha küçük sondaj kuleleri ve delme işlemini yapan sensörler hakkında bilgi vermekte.

Jeotermal enerjiye olan ilginin artmasıyla birlikte, yeni malzemeler ve teknikler dikkat çekmekte. Buna bir örnek, her zamanki gibi çelikten değil, kompozit malzemeden üretilen muhafaza boruları. Lahey’deki Avrupa Jeotermal Kongresi’ndeki Huisman Geo standında, benzer yapıda muhafaza borusu çok dikkat çekti. Derin yeraltında (tuzlu) sıcak akışkan için sondaj yaparken plastik mahfaza kullanımı beklentileri bu nedenle yüksek. Korozyonsuz, daha az ölçeklendirmeli (mineral çökeltme) ve çelikten daha hafif – daha kompakt sondaj kuleleriyle çalışmayı sağlayan- bu borular, işletme ve yatırım maliyetlerinde önemli bir tasarruf sağlamakta. Jan Brandts van Engie konuya ilişkin, “Sektör için çok ilginç bir teknoloji. Bununla birlikte, Huisman ve Engie’nin ortak olduğu Lean araştırma projesi için yapılan test sondajı sırasında zaten kullanılmasını beklemiyoruz. Çünkü plastik kaplamalar hala kendilerini Hollanda jeotermal enerjisinde kanıtlamak zorunda. Teknolojik zorluklardan bağımsız olarak, böyle bir arama sondajı ile ilgili zaten yeterince risk var. Ancak bunları daha sonra projede kullanmamız iyi olabilir.” yorumlarında bulundu.

Brandts, Lean sondajında ​​kullanılan üç yeniliği şöyle sıralamakta:

  • Sismik verinin yeniden işlenmesi (“TNO’nun eski sismik sistemlerinden bilgisayarlara daha fazla veri elde etmek için daha keskin hesaplama gücüne bakın”)
  • Portofolio yaklaşımı (jeotermal ısı projeleri bağımsız olarak değil, gruplandırılmış, böylece EBN / TNO raporunda da belirtildiği gibi birbirlerinden en iyi şekilde ‘öğrenebilmekteler’,
  • Petrol ve gaz sektöründeki sondaj teknolojilerinin yenilikçi kombinasyonu

Lean’e ek olarak, Warmtebron, Utrecht Üniversitesi ve UMC Utrecht gibi çeşitli ortaklarla, Utrecht’te dört ila on kilometrelik bir derinlik aralığında ısıyı araştırmakta. Bu araştırma projesinin de bir parçası olan Brandts van Engie, bunun en erken 2022-23 tarihine kadar tamamlanmasını öngörmemekte. “Ultra derin jeotermal enerji (UDG) için, sadece sismik duruma değil, daha fazlasına ihtiyaç var. Bu tür derinliklere dokunmak tamamen farklı bir matkap tasarımı gerektirir. Çünkü Hollanda’da jeotermal enerji aramalarında alışılanın dışında farklı kayaçlarlar uğraşmak zorunda kalacaksınız.”

Bu proje için sismik araştırmalarda, EBN’den SCAN kullanıyor. Çünkü bu program ile UDG’nin olanakları, Yeşil Fırsat Ultra Derin Jeotermal Enerjisi bağlamında, tüm Hollanda için de haritalandırılabilmektedir.

Bir bölümünü paylaştığımız makalenin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Kaynak: ThinkGeoEnergy