Rapor: Japonya’daki düşük sıcaklıklı, küçük ölçekli jeotermal fırsatlar

Report title, screenshot

Eren Günüç 13 Ara 2017

Frost & Sullivan tarafından hazırlanan jeotermal rapor Japonya’da yayınlandı.

Büyük tsunami ve 2011 yılının Fukushima nükleer felaketi sonrasında Japonya, enerji politikaları ve pazarını değiştirmeye yönelik güçlü adımlar attı. Ancak Frost & Sullivan tarafından hazırlanan yeni rapor günümüze kadar ülkenin enerji taleplerini karşılamak için ithal kömür, doğalgaz ve petrole bağımlı olduğu yönünde.

Kurulu 535 MW’lık bir jeotermal enerji üretim kapasitesi ile Japonya, jeotermal kaynaklarını elektrik üretimi için kullanma potansiyelinden geride kalıyor. Verilen teşviklerin ve uygulanan özel tarifelerinin (feed-in-tariffs)  jeotermalin gelişiminde bir etkisi olmadı.

Frost & Sullivan’a göre, 120 derece ve altı düşük sıcaklıklı jeotermal kaynaklar Japonya için önemli bir büyüme pazarı olabilir.

Frost & Sullivan’ın reçetesi şu şekilde; ” Teknolojik yeniliklerle düşük sıcaklıklarda maliyetleri düşürün ve verimliliği iki katına çıkarın, bu teknolojinin geniş tabanda kabulünü hızlandıracaktır. Çoklu uygulamalar kaplıca sahipleri için yararları olacak, hükümet tarafından sunulan finansman hibeler, destekler ve özel feed-in-tarifeler, milli parklarda gelişme kısıtlamalarında jeotermal için ayrıcalıklar, ÇED raporlarında iyileştirmeler ve toplum düzeyinde geliştirilmiş işbirliği ile birlikte, beklenen düşük sıcaklıkta jeotermal gücünü, ülkenin jeotermal potansiyelinden istifade eden potansiyel bir oyun değiştirici durumuna getirmek ve toplamda 28.000 kaplıcadan 7.5 GW potansiyelli bir pazara erişmek mümkündür.”

Frost & Sullivan, Japonya’daki düşük sıcaklıklı jeotermal endüstrisinin ülkedeki istikrarlı, düşük emisyonlu bir enerji endüstrisinin kurulmasında önemli bir adım teşkil ettiğini düşünüyor. ”

Japonya’da jeotermal feed-in-tariff 15 MW kapasite altı santraller için 42 JPY / kWh ($ 0.373 / kWh),15 MW kapasite üstü için  27.3 JPY / kWh (0.242 $ / kWh) destek süresi ise 15 yıldır. Bu jeotermal destek feed-in-tariff taban fiyatı türk jeotermal yatırımcılarına 0,105 $ / kWh ve destek süresi 10 yıldır.

Bu destekler küçük ölçekli gelişimi için cazip bir girişim haline getirmiştir. Türkiye’de bu destek nerdeyse yarı yarıya olmasına karşın Türkiye’de jeotermal enerji güçlü bir sıçrama yapmıştır. Türkiye gibi ülkeler, küçük ölçekli kalkınma projelerinde, jeotermal enerjinin enerji üretimi için genel kullanımında büyük bir sıçrayış yapılabileceğini göstermektedir.

Korunan milli parklarda veya yakınında büyük ölçekli gelişme endişesi ülkede çok aktif hale geldi ve küçük ölçekli kalkınma aslında daha çok kabul görüyor.

Ülkedeki potansiyel jeotermal alanlar çoğunlukla ülkenin güney kesiminde (Kyushu) ve kuzey kesiminde (Tohoku, Fukushima) ve Hokkaido’da.

Temmuz 2014 itibarıyla, 10MW’ın ötesine geçebilecek 19 jeotermal alan var, 1 ila 10MW ihtimal aralığında 7,  ve 1MW’dan az potansiyele sahip 18 jeotermal alan ihtimali var. Toplam potansiyel ise 8.800 MW … Küçük ölçekli kalkınma için 7.700 ve büyük ve küçük ölçekli kalkınma için 1.100 MW.

Raporda, küçük ölçekli jeotermal gelişim için anahtar pazar sürücüleri ve kısıtlamaları hakkında geniş bir bakış bulabilirsiniz.

Günümüzde küçük ölçekli düşük sıcaklık jeotermal sektöründe hizmet veren şirketlerin bazıları; ElectraTherm, Ormat Technologies, Climeon, Fuji Electric, Turboden, Kawasaki şirketleri.

Bu pazarı takip etmek ilginç olacak. Umarız Japonya’da jeotermale verilen destekler ve ilgi ülkemizde de verilir ya da en azından mevcut destekler devam eder ve genişleyecek bu pazar ile ülkemizin potansiyelini en iyi şekilde kullanabiliriz.

Raporun tamamı için aşağıdaki bağlantıya bakınız.

Kaynak: Frost & Sullivan, ThinkGeoEnergy aracılığıyla