Haberler

Süperkritik akışkanlar kullananımı ile jeotermal, NZ’nin karbon sıfır enerji geleceğinde önemli bir rol oynayabilir

Wairakei jeotermal tesisleri, Taupo / Yeni Zelanda (kaynak: Contact Energy)
Cannur Bozkurt 27 Eyl 2019

Yeni Zelanda’nın karbon sıfır hedefine 2035 yılına kadar ulaşması için yapılması gereken çok şey var, ancak şimdi derin jeotermal kaynakların süperkritik akışkanları hakkında araştırma yapmak için sağlanan finansman, oyun değiştiren bir momentum ve jeotermal enerji için çok daha büyük bir rol sağlayabilir.

Yeni Zelanda’da  (NZ) yayımlanan iki makale şu başlıklarla öne çıktı: Stuff.co.nz’da yayımlanan “Yeni Zelanda 2050 yılına kadar karbon sıfıra ulaşacaksa jeotermal enerjinin neden kritik olduğu” üzerine bir fikir eseri, ve Herald’da yayımlanan “Derin jeotermal: Bu NZ’nin temiz enerji geleceği mi?”

Geçen haftalarda, ThinkGeoEnergy’de paylaşıldığı gibi, derin ve sıcak jeotermal kaynaklara dokunma konusunda GNS Bilim’e sağlanan yeni araştırma fonu sağlandı. Proje lideri Dr. Isabelle Chambefort tarafından tarif edildiği gibi, “süper kritik akışkanlar”, geleneksel jeotermal kaynaklardan elde edilenden 10 kat daha fazla enerji sağlayabilir.

Bugün, Yeni Zelanda’daki tüm santraller tarafından yaklaşık 43.000 GWh elektrik üretiliyor. Üretimin yaklaşık % 17.6’sı jeotermal santrallerden geliyor ve benzer bir oranı yenilenemeyen kaynaklar oluşturuyor. Yeni Zelanda hükümeti tarafından 2035 yılına kadar yenilenebilir % 100 hedefi ile jeotermal bu hedeflere ulaşmada önemli bir rol oynayabilir.

Chambefort süper kritik akışkanlar için: “374 santigrat derecenin ve basınç noktalarının üzerinde çok daha yüksek sıcaklıklarla, çok daha fazla yüksek ısı içeriği ve düşük yoğunluk sağlarlar ve böylece aynı miktarda ekstrakte edilen sıvı için geleneksel jeotermalden yaklaşık 10 kat daha fazla enerji üretme potansiyeline sahiptirler” açıklamasında bulundu. İzlanda’dan bir proje olan İzlanda Derin Sondaj Projesi de benzer bir noktayı hedef almaktadır. Zorluklar, çoğunlukla her iki ekipmanın da sıcaklığa dayanıklı olması gerekliliği ile, örneğin kullanılan malzemeler gibi, tekniktir. Kuyu için, kuyu başındaki vb. basıncı tutan vanaların üstesinden gelinmesi gibi çeşitli teknik zorluklar vardır. … Ve bir sonraki adım, doğal olarak, yüzeydeki hangi ekipmanın daha sonra bu süper kritik akışkan / buharla elektrik üretebileceğidir.

Yeni Zelanda’nın jeotermal laboratuvarlarının ve 60 yıldan daha uzun bir sürenin üzerindeki çalışmaların tecrübesi ile Yeni Zelanda, süper kritik akışkanlar ve bunların kullanımı üzerine araştırmalarda büyük bir sıçrama yapmak için iyi bir konumda olabilir.

Stuff.co.nz’daki görüş makalesi, bu araştırmanın Yeni Zelanda’daki jeotermal enerjinin rolü için bir oyun değiştirici olabileceği ve dolayısıyla ülkede karbon azaltma hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynayabileceği yönündeki anlatımı güçlendirmektedir.

Bu araştırma ile, bir başlangıç ​​yapılmakta ve kişi daha fazla ve daha baskın olmasa bile, ülkenin enerji karışımındaki jeotermal enerjinin rolünü çevireceğini ummaktadır.

Eastland Generation’tan Yeni Zelanda’daki jeotermal tarihine ilişkin harika bir video:

Kaynak: ThinkGeoEnergy