Haberler

Alman Kalkınma Bankası ile Kenya’nın jeotermal enerjiye geçişi üzerine

KfW sign (source: KfW-Bildarchiv / Thorsten Futh)
Eren Günüç 25 Oca 2018

Alman Kalkınma Bankası KfW ile Kenya'nın jeotermal enerji üretimine geçişi hakkında harika bir röportaj yayınlandı.

Alman Kalkınma Bankası KfW’deki enerji projelerinden sorumlu olan Michael Andres ile yakın tarihli bir röportajda, banka Kenya’nın acil durum güç dizel jeneratörlerinden jeotermal bir enerji santraline doğru nasıl sıçradığını araştırıyor.

Michael Andres, Kenya’daki KfW Kalkınma Bankası’nın enerji projelerinden sorumlu. 2000 yılından beri uluslararası finans alanında KfW’de çalışmaktadır. Diğerleri projelerinde KfW IPEX Bank’ın ticari finansmanları ve Kfc Kalkınma Bankası’nın Kafkasya Bölge Ofisi’ndeki enerji sektörü projelerini yönetti.

Bay Andres, Kenya yenilenebilir enerji üretimi konusunda Afrika’da öncü. Bunun nedeni nedir?

Tüm kıta, yenilenebilir kaynaklar için muazzam bir potansiyele sahip. Fakat Kenya, önemli miktarda fosil yakıt deposu taşımadığından ülkenin alternatif arama arayışı içinde olduğu bugünün de elektrik talebinin yaklaşık üçte ikisini yenilenebilir kaynaklarla karşılamaktadır.

Tüm nüfusa enerji sağlamak için bu yeterli mi?

Ne yazık ki değil. Nüfusun yaklaşık yarısının hala elektrik bağlantısı yok. Çünkü, 2010 yılından bu yana üretim kapasiteleri yüzde 60 civarında artsa da hala birçok güç arzı eksikliği var. Hızlı nüfus artışı ve olumlu ekonomik gelişme, Kenya’nın enerji arzının genişlemesini önemli bir konuma getirdi.

Kenya hükümeti hangi stratejiyi takip ediyor?

Hidroelektrik potansiyel her an istismar edilmekte ve uzun süren kuraklık nedeniyle güvenilirliğini kaybetmiştir. Bu yüzden Kenya, jeotermal, rüzgar ve güneş enerjisi kullanımını yoğunlaştırıyor. Kenya’nın jeotermal potansiyeli 23 alana dağılmış durumda ve  potansiyelin 10,000 MW‘ın üzerinde olduğu tahmin edilmekte. Bu, Kenya’nın 2,400 MW’lık mevcut enerji üretim kapasitesinden çok daha fazladır.

Jeotermal enerji, diğer enerji kaynakları ile karşılaştırıldığında ne gibi faydalar sağlar?

Jeotermal enerji sadece yenilenebilir ve neredeyse karbon-nötr bir teknolojidir, mevsim ve iklim gibi faktörlerden de bağımsızdır. Jeotermal enerji kullanımının yaygınlaştırılması Kenya’nın iklim değişikliğine uyumunun önemli bir unsurudur, çünkü hidroelektrik bağımlılığı azalacaktır. Ekvatora yakın radyasyonun yoğunluğu yüksek olduğundan, uzmanlar ayrıca güneş enerjisi için güçlü potansiyel görüyorlar. Günümüze kadar fotovoltaik teknoloji esasen özel sektöre ait merkezi olmayan küçük ölçekli çözümler için “güneş enerjisi ev sistemleri” olarak bilinirken, güç üretimindeki paylarının önümüzdeki yıllarda yüzde beş ila yüzde on oranında artması bekleniyor.

Bu amaca nasıl ulaşılacak?

2030 yılına kadar, elektrik üretimi, iletim kapasitesi ve elektrik şebekesine bağlantılarda 30 ila 50 milyar dolarlık yatırımlar bekleniyor. Bu, yenilenebilir enerji kaynaklarının yüzdesini elektrik karışımının yüzde 80’ine kadar artırabilir. Kenya’nın sınırlı bütçe fonlarını korumak için, pazar özel elektrik üretim şirketlerine açıldı. Kenya hükümeti, hali hazırda 11 özel elektrik üreticisi ile uzun vadeli kapalı anlaşmalar yapmıştır.

Bu ilerlemenin ne kadarlık bir kısmı Alman katılımından kaynaklanıyor?

Almanya zaten Kenya enerji sektörünü 20 yıldır desteklemektedir. Federal Cumhuriyeti öncelikle, özel sektörün katılımıyla, maliyet yoğun ve yüksek riskli test sondajları da dahil olmak üzere jeotermal santrallerin inşasını teşvik etmektedir. Genel olarak, KfW ve GIZ, enerji projeleri için Kenya’ya 380 milyon Euro civarında bir taahhütte bulundu. Buna ek olarak, KfW, özel işletilen Olkaria III jeotermal enerji santrali ve Turkana rüzgar çiftliği gibi bağlı kuruluşu DEG aracılığıyla özel sektöre yapılan yatırımlara da katılıyor. İndirgenmiş uzun vadeli kredi sayesinde finansman maliyetleri önemli ölçüde azaltılabilir.

Müşteriler de bundan fayda görüyor mu?

Olkaria jeotermal enerji santrali, sadece dizel jeneratörler ile acil durum güç üretimini azaltarak son tüketicilerin enerji fiyatlarında yaklaşık yüzde 24’lük bir düşüş gördüğünü belirtti. İnsanlar artık güvenilir güce erişebiliyorlar.

Yerel halk inşaat çalışmalarına nasıl tepki veriyor?

Bu tür bir proje söz konusu olduğunda, yerel toplulukların geçim kaynaklarının tehlikeye atılmaması ve kayıpların uygun tazminat ve hedefli destek programları ile dengelenmesi son derece önemlidir. Olkaria örneği bu durumu iyi kanıtlıyor: Yapımı birkaç Maasai topluluğunun yerleşim yerinin değişmesini gerektiriyordu. Yeniden yerleşim planları geliştirildi ve onlarla birlikte uygulandı. Nihayetinde yaşam koşulları önemli ölçüde iyileşti: insanlar yaşam kalitesinin yüksek olduğu yeni evlerde yaşıyor, ilk kez güvenli bir su kaynağına ve yakın çevredeki sosyal hizmetlere sahipler.

Hangi KfW projeleri planlanmaktadır?

Baringo-Silali’deki jeotermal alanın işletilmesi gibi jeotermal enerjinin geliştirilmesine ek olarak, yeni rüzgar enerjisi üretim kapasiteleri geliştirdiği için Kenya’yı destekleyeceğiz. Üretim potansiyelinin 5,000 MW’a yakın olduğu tahmin edilmektedir. Bu şekilde, Meru rüzgar çiftliği, Almanya’nın desteğiyle planlanmaktadır ve birkaç aşamada toplam 400 MW’lık bir kapasite tedarik etmeyi amaçlamaktadır.

Finansmanın ötesinde, KfW neyi başarabilir?

Kenya, diğer ülkeler gibi, sadece yenilenebilir enerjileri genişletmekle kalmayıp aynı zamanda kömür ve gaz enerjisine aktif yatırım yapmayı planlıyor. Diğer Afrika ülkeleri ise nükleer enerjiye yatırım yapmak istiyorlar. Kalkınma işbirliği bağlamında yenilenebilir enerjileri sürekli olarak teşvik ederek, Almanya ve diğer donörler bu enerji kaynaklarının oranını olabildiğince az tutmaya katkıda bulunabilirler. Kenya’nın ve Afrika’nın yenilenebilir enerji üretme potansiyeli yeterince büyüktür.

Kaynak: KfW, ThinkGeoEnergy aracılığıyla