ÇED Yönetmeliğinde Yapılan Değişiklikler Jeotermal Sektörünü Nasıl Etkileyecek?
26 Haziran 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan ÇED Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, jeotermal projeleri doğrudan ilgilendiren önemli düzenlemeler içeriyor.
26 Haziran 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, jeotermal projeleri doğrudan ilgilendiren önemli düzenlemeler içeriyor. Danıştay kararları sonrasında hukuki boşluklar oluşan bazı maddeler yeniden tanımlanırken, jeotermal arama ve çıkarma faaliyetleri için uygulama kriterleri güncellendi. İşte jeotermal sektörüne etkileri olacak başlıca değişiklikler:
Jeotermal Arama ve Çıkarma Projeleri Yeniden Tanımlandı
Eski durumda, Ek-2 listesinde yer alan “jeotermal kaynağın aranması ve/veya çıkarılması” maddesi Danıştay kararıyla daha önce yürürlükten kaldırılmıştı. Yeni Durumda ise; Jeotermal arama projeleri yeniden Ek-2 listesine bağımsız bir faaliyet türü olarak eklendi. Ancak sismik, elektrik, manyetik, elektromanyetik, jeofizik vb. yöntemlerle yapılan etütler hariç tutuldu. Ayrıca “jeotermal kaynağın çıkarılması veya kullanılması” da ayrı bir faaliyet olarak Ek-2’ye eklendi. (Ek-1’deki 42. madde kapsamı dışında kalan kullanımları kapsar).
Bu düzenleme, jeotermal kaynaklar üzerinde düşük etkili jeofizik çalışmaların ÇED sürecine tabi olmadan yürütülmesini sağlayarak yatırım sürecini hızlandırırken, sondaj ve üretim faaliyetlerini ise yine ÇED sürecine bağlayarak çevresel denetimi güçlendiriyor.
Proje Alanı Tanımı Netleştirildi
“Çevresel Etki Değerlendirmesi Proje Alanı” tanımı, ana ve yardımcı üniteleri de kapsayacak şekilde ve koordinatlarla sınırlandırılmış alan olarak yeniden tanımlandı. Bu tanım, özellikle jeotermal sahalarda üretim, reenjeksiyon kuyuları, iletim hatları gibi yapılarla alanın genişlemesini dikkate alarak çevresel etki değerlendirmesini daha kapsayıcı hale getiriyor.
Halkın Katılımı ve İlan Süreci Düzenlendi
İl müdürlüğü tarafından yapılacak askı ilanı, internet duyuruları ve anonslar, artık ÇED sürecinde zorunlu hale getirildi. Muhtarlık gibi yerlerde askı ilan uygulamaları da tekrar yürürlüğe alındı. Jeotermal projelerin halkla daha şeffaf paylaşılmasını ve yerel tepkilerin önceden değerlendirilmesini sağlayan bu madde, toplumsal kabul açısından olumlu bir adım.
Özetle
-
Jeotermal arama ve çıkarma faaliyetleri, yeniden net bir şekilde tanımlandı ve ÇED kapsamı sınırları yeniden çizildi.
-
Yalnızca jeofizik ön etütler ÇED’den muaf tutulurken, sondaj ve üretim faaliyetleri ÇED’e tabi olmaya devam edecek.
-
Proje alanı tanımı ve halk bilgilendirme yöntemleri güncellenerek, uygulamada karşılaşılan belirsizlikler giderildi.
Yeni yönetmeliğin, özellikle yatırımcılar açısından izin süreçlerinde öngörülebilirliği artırması ve hukuki riskleri azaltması bekleniyor. Ancak uygulamadaki etkilerin netleşmesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yayımlayacağı ikincil düzenlemeler ve rehber dokümanlar kritik önem taşıyor.
Kaynak: Resmi Gazete