Haberler

Endonezya, dünyanın en iyi jeotermal ülkesi olmaya odaklanmış durumda

Wayang Windu Ünite II, Batı Java, Endonezya (kaynak: Aecom)
Cannur Bozkurt 3 Eyl 2020

Jeotermal gelişmeyi destekleyecek yeni başkanlık kararnamesiyle Endonezya, 2030 yılına kadar 8.000 MW kurulu jeotermal enerji üretim kapasitesi hedefi ile, ABD'nin önüne geçme konusunda iyimser olmaya devam ediyor.

Endonezya’da Hükümet, Yeni ve Yenilenebilir Enerji (EBT) karışımını artırmak ve aynı zamanda sera gazı emisyonlarının azaltılmasına katkıda bulunmak için, elektrik enerjisi kaynağı olarak kullanılacak jeotermal potansiyeli keşfetmeye devam ediyor.

Enerji ve Maden Kaynakları Bakanlığı (EBKTE) Genel Müdürlüğü Jeotermal Direktörü Ida Nuryatin Finahari, Endonezya’da bulunan zengin jeotermal potansiyeli vurguladı. Şimdiye kadar 16 Jeotermal Elektrik Santral (PLTP) ile ülke 2.130,7 MW kurulu güç üretim kapasitesine sahip.

2020’nin ikinci çeyreğine ait veriler, jeotermalden elektrik üretiminin 9.078 Gigawatt saate (GWh) ulaştığını gösteriyor. Bu başarı, Endonezya’yı dünyanın en büyük jeotermal kullanımına sahip ikinci ülkesi yapmakta.

Endonezya, 3,676 MW’lık jeotermal enerji kurulu elektrik kapasitesine sahip olan Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) hemen arkasında yer alıyor. Endonezya’yı ise, 1.918 MW ile Filipinler takip ediyor.

Bundan on yıldan fazla olmamak üzere, Endonezya’nın dünyanın en büyük jeotermal kullanımına sahip ülke olarak ABD’yi geçmesi bekleniyor. Ida, geçen hafta sonu Kontan.co.id ile temasa geçtiğinde, “Amaç, dünyanın en büyük jeotermal elektrik üreticisi olmak hedefine ulaşmaktır” dedi.

Jeoloji Ajansının Aralık 2019 verilerine bakıldığında, Endonezya’daki jeotermal kaynaklar 23.965,5 Megawatt’a (MW) ulaştı. Şu anda, Endonezya’da 19 mevcut Jeotermal Çalışma Alanı (WKP), 45 yeni WKP ve 14 Ön Araştırma ve Arama (WPSPE) Atama Alanı bulunmaktadır.

Ida, 2020-2030 jeotermal gelişim yol haritasında jeotermal enerjiden kurulu elektrik kapasitesinin her yıl artmaya devam edeceğini ve 2030’da 8.007,6 MW’a ulaşacağını açıkladı. Ida: “8.000 MW’a kadar geliştirme yapabilirsek, eminim ABD’yi geçerek dünyada bir numara olacağız. Bu konuda iyimseriz” dedi.

Bu hedefe ulaşmak için ESDM, ilgili paydaşlarla birlikte jeotermal gelişimdeki ana zorlukları belirledi. Orman koruma bölgelerinde bulunan muhtemel alanlar sorunundan başlayarak, Jeotermal proje elektrik oranlarının fizibilitesi, sosyal ve lisanslama sorunları, sınırlı yerel elektrik talebi, Fizibilite Çalışması (FS) öncesinde fonlara erişim konuları incelendi.

Hükümet, olası zorlukları düşünerek bir hızlandırma stratejisi uyguladı. Diğer şeylerin yanı sıra, PLTP projesinin ekonomisini dikkate alarak, teşvik programları hazırlandı veya sabit tarifeler belirlendi. Böylece, ülkenin doğusunda jeotermal kaynakların geliştirilmesine yönelik talep yaratarak, ortak çalışmalara ve paydaşlar arasında bilgi paylaşımına imkan sağlandı.

Bir süre önce bir web seminerinde Ida, hükümetin yatırımcını risklerini azaltmak için teşvikler sağlayacağını ve böylece elektrik fiyatlarının düşebileceğini söylemişti. Vurgulanan muhtemel teşvik modellerinden biri, hükümetin yatırımcının keşif masrafları için sağlayacağı tazminattı.

Ancak Ida, bu tazminatın Jeotermal İzin (IPB) almış ancak PLN ile Enerji Satın Alma Anlaşması (PPA) imzalamamış geliştiricilere verileceğini vurguladı. Bunun nedeni, Başkanlık Kararnamesi’ndeki elektrik fiyatının hükümetin halihazırda keşfetmiş olduğu yeni WKP’ye atıfta bulunmasıdır.

Enerji ve Maden Kaynakları Bakanlığı, keşif maliyetlerinin tazminine ek olarak, Perpres’teki tarifenin bölgedeki elektrik üreticilerinin tedarik maliyetinden (BPP) yüksek olması durumunda tazminat da teklif ediyor.

“Taslak Perpres’teki tarife BPP’den yüksekse, hükümet BPP ile taslak Perpres’teki tarife arasındaki boşluğu ödeyecektir. Bu, önerdiğimiz teşviklerden biri” dedi Ida.

Sağlanacak diğer teşvik türleri arasında, hükümet tarafından yürütülen keşif sondajı yoluyla veri kalitesinin artırılması yer alıyor. Böylece, paydaşların sunulan WKP’deki potansiyel kaynaklara zaten bir genel bakışa sahip olabilmesi ile, keşif riski azalacak.

Ida: “Böylece WKP hemen geliştirilebilir. Bu, örneğin 10 yıl (jeotermal gelişimden işletmeye / COD’ye kadar) içerisinde hızlanacak, COD zaten beş yıl sonra olacak. Öyle umuyoruz” dedi.

Hükümet ayrıca 2020-2024 dönemi için 20 jeotermal alan için arama yapmaya hazırlanıyor. Ida, Java, Bali ve Nusa Tenggara, Sulawesi, Maluku, Sumatra ve Kalimantan adalarına yayılmış 683 MW’a ulaşan 20 jeotermal alanın potansiyelini açıkladı.

2030’da jeotermal kalkınma hedefine ulaşmak için, hükümet tarafından 2029’a kadar en az 41 WKP’de sondaj yapılması planlanıyor.

Benzer bir iyimserlik biçimi Endonezya Yenilenebilir Enerji Topluluğu (METI) Surya Darma tarafından da iletildi. Ona göre, jeotermal kalkınma hedefine ulaşmak için, teknoloji ve riskler, finansal ve yatırım konuları ile politika desteği açısından zorlukların üstesinden gelmek için bir atılım gerekiyor.

Surya, görüşlerini şu sözlerle paylaştı: “Endonezya’nın jeotermal enerji üreticisi olarak artık dünyada iki numara olmasına sevindik. ABD’yi aşma arzusu, 2030’da gerçekleştirilebilir.”

Ayrı bir vesileyle, Endonezya Jeotermal Derneği (API) Başkanı Priyandaru Effendi, kalkınma risklerinin ve tarife ve projelerin ekonomisinin şu ana kadar jeotermal gelişim için ana zorluklar olduğunu ortaya koydu. Bu nedenle, hükümet tarafından hazırlanan Perpres EBT’nin bu zorluklara cevap verebileceğini ve hemen uygulanabileceğini umuyor.

Ona göre, hükümet tarafından yapılan keşif sondajı gibi taslak Perpres’teki bir dizi teşvik, jeotermal enerjinin geliştirilmesinde nispeten gelişmiş yeni bir çaba teşkil ediyor.

Priyandaru “Nihai ürünün, geliştiricileri yatırım yapmaya veya yeni bir ürün başlatmaya devam etmeleri için çekeceğini umuyoruz. Çünkü Endonezya’daki mevcut jeotermal kaynaklar çok seksi ve umut verici” dedi.

Kaynak: ThinkGeoEnergy