Haberler

Temiz enerji çabalarının bir parçası olarak jeotermal, ABD’de önemli bir role sahip

Washington, DC'deki Beyaz Saray (kaynak: flickr / Tom Lohdan, creative commons)
Cannur Bozkurt 16 Ara 2020

Gelecek Biden yönetiminin Paris İklim Anlaşmasına yeniden katılma planları ile jeotermal, ABD'de yenilenebilir enerjiye yenilenen vurgunun temel bir parçası olmalıdır. Aynı zamanda mevcut petrol ve gaz bilgi birikimi ve işgücünü birbirine bağlama fırsatı da sağlamaktadır.

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) jeotermal enerjiye artan ilgiyle birlikte, yeni yönetimin ülkedeki jeotermal gelişmeyi destekleyip desteklemeyeceği konusunda büyük bir soru işareti var.

ABD Enerji Bakanlığı’nın (DOE) jeotermal araştırma çabaları için fon sağlamak konusunda ciddi bir korkusu vardı; örn. geniş kapsamlı ve önemli bir EGS araştırma projesi olan FORGE projesi için. Bu projenye uygulanan finansman kesintilerine rağmen, genelde, jeotermal için sağlanan finansman son birkaç yılda gerçekten arttı. Olumlu olan bu gelişmenin nedeni, jeotermal için iki taraflı destek.

Şimdi Forbes dergisindeki bir başyazı, “… Jeotermal Enerjinin Biden İdaresi Altında Bir Geleceği Var mı?” Sorusunu inceliyor. Yazı Atlantic Council Kıdemli Üyesi ve Washington D.C. merkezli Uluslararası Pazar Analizinin Kurucu Müdürü Ariel Cohen tarafından kaleme alınmıştır. Açıkçası sektör ilgiyi takdir ediyor ve sektörün yeni yönetimin desteğine güvenip güvenemeyeceğini görmek ilginç olacak.

Yazar, jeotermalin yalnızca ekonomik olarak tektonik sıcak bölgelerde, yani çoğunlukla Batı ABD’de türetilebileceği fikrini vurguluyor. Ancak açıkça, jeotermal enerji ABD’nin her yerinde, belki de elektrik üretimi için değil, ısıtma ve soğutma için bulunabilir. Bu nedenle yaklaşımın elektriğin ötesinde olması gerekecektir.

EGS, tasarlanmış veya geliştirilmiş jeotermal sistemler, jeotermal enerji kullanımının genişletilmesine yardımcı olabilecek yeni bir fırsat olarak tanımlanmaktadır. DOE kapsamındaki finansmanla, Utah FORGE projesi, enerji üretimi ve ötesi için jeotermal enerjiden nasıl yararlanabileceğimizde potansiyel olarak devrim yaratabilecek araştırmalara devam ediyor.

Petrol fiyatlarındaki düşüşten derinden etkilenen petrol sektörü ve bir cankurtaran hattı arayan iş gücü ile, jeotermal sektörün, petrol sektörünün mevcut bilgi birikimi ve deneyiminden nasıl yararlanabileceğine yönelik artan bir ilgi var ve bunun tersi de geçerlidir; petrol sektörü, jeotermal sektöründe fırsatlar görmektedir. Ölçek bu bağlamda büyük bir unsurdur. Ancak – giderek daha fazla işaret edildiği gibi – jeotermal fırsat, petrol sektörüne yenilenebilir enerji için her şeyi içeren bir dünyada yeni bir amaç verebilir.

Bu bağlamda, hidrotermal sistemler üzerine geleneksel düşüncenin ötesine geçen veya bir EGS yaklaşımı uygulayarak yapay olarak oluşturulan gelişmiş jeotermal sistemlere de yeni bir vurgu yapılmaktadır. Kapalı döngü sistemler ve benzerleri, geliştirme riskinin çoğunu ortadan kaldırarak, jeotermal enerji kullanımını geleneksel kalkınma bölgelerinin ötesine genişletebilir. Bu teknolojik yaklaşımın geleneksel enerji kaynaklarıyla ne kadar hızlı rekabetçi hale gelebileceğinin görülmesi gerekecek, ancak sadece enerji piyasası için değil, aynı zamanda rolünü yeniden tanımlayan ve son derece deneyimli iş gücünü tekrar değerlendirmenin yollarını arayan bir sektör için de büyük fırsatlar sunacak.

İster üretim / yatırım vergi kredileri olsun, yeni yönetim aracılığıyla sağlanan doğru teşviklerle, daha akıcı izin süreçlerine yönelik engellerin kaldırılması vb., yeni yönetimin nasıl ileriye gidebileceğini belirleyen unsurlar olabilir. Bu güne kadar jeotermal sektörü diğer sektörlerle aynı veya benzer desteği almadı. Düzgün bir oyun alanı oluşturmak ve sundukları bağlamda yenilenebilir enerjilere vurgu yapmak çok önemli olacaktır.

Son olarak, ısıtma ve soğutma da dahil olmak üzere tüm enerji sektörüne yapılan yeni vurguyla, jeotermal için işlerin daha iyi olacağına dair yenilenmiş bir iyimserlik var. Başarı aynı zamanda petrol ve gaz sektörünün jeotermalle tam olarak ilgilenmek ve yatırım yapmak için nasıl kazanılacağına da bağlı olacaktır. Bu, yeni yönetimin aynı zamanda petrol ve gaz sektörünün jeotermal sektörüne dönmesini teşvik etmeye de vurgu yapabileceği yerdir. Diğer ülkeler bunu çapraz teknolojiler için bir teknoloji bonusu ile yaptı.

Öyleyse yeni yönetim altında jeotermal için bir gelecek olduğuna inanıyor muyuz? Cevap açık bir evet, ancak ne kadar vurgu ve desteğe güvenebileceğimizin görülmesi gerekecek. ABD’nin yeniden katılacağı Paris İklim Anlaşması tarafından belirlenen hedef hedeflere ulaşmak için, tüm yenilenebilir enerji seçeneklerine bakılması gerekiyor ve jeotermal, bulmacanın önemli bir parçası.

Kaynak: ThinkGeoEnergy