Haberler

Türkiye ve Yeni Zelanda’da Yenilenebilir Enerji : Fırsatlar, Zorluklar ve En İyi Uygulamalar

Web semineri afişi (kaynak: DEİK web sitesi)
Merve Uytun 13 Kas 2021

Türkiye-Yeni Zelanda İş Konseyi tarafından “Türkiye ve Yeni Zelanda’da Yenilenebilir Enerji: Fırsatlar, Zorluklar ve En İyi Uygulamalar” webinarı düzenlendi.

DEİK Türkiye-Yeni Zelanda İş Konseyi ve Ankara’daki Yeni Zelanda Büyükelçiliği tarafından ortaklaşa düzenlenen bu web seminerinde, yenilenebilir enerjide fırsatlar, ulaşılabilirlik, zorluklar ve eylem konularını ele alarak %100 yeşil enerji geleceğine geçiş için her iki ülkenin çabalarına odaklanıldı. Yeşil teknolojiler ve potansiyel işbirliği yolları tartışıldı.

Etkinliğe katılan konuşmacılar yenilenebilir enerji ve ulusal-küresel düzeydeki zorluklar, kurumlarının “yeşil” politikaları, yenilikleri ve yatırım planları hakkında görüşlerini bildirdi. Emin Hitay’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen seminerde ülkelerin net sıfır hedefleri, gelecek planları ve işbirliği yolları (iki taraflı veya çok taraflı) hakkında görüşler belirtildi. Hitay seminerin açılışında yaptığı konuşmasında Paris İklim Anlaşması çerçevesinde, Yenilenebilir Enerjinin her iki ülke açısından önemini vurguladı. Daha sonra Türkiye Wellington Büyükelçisi Fatma Ömür Ünsay ve Yeni Zelanda Ankara Büyükelçisi Wendy Hinton açılış konuşmalarını yaptılar. Büyükelçi Fatma Ömür Ünsay Türkiye’deki Yenilenebilir Enerji gelişimi ile bilgiler verirken jeotermal enerji yatırımlarına özel bir vurgu yaptı. Ünsay konuşmasında Türkiye’nin Yenilenebilir Enerji yatırımlarında Avrupa’da 5. Dünyada 12. olduğunu belirtti. Büyükelçi Hinton ise Yeni Zelanda’daki Yenilenebilir Enerji yatırımları hakkında bilgi verdi ve iki ülkenin yenilenebilir enerji alanında işbirliği olanaklarından söz etti.

Global Resources Partnership CEO’su ve eski diplomat Mehmet Öğütçü konuşmasına Yeni Zelanda’nın jeotermaldeki başarı hikeyesinden söz ederek başladı. Yeşil Hidrojen üretimi ve güneş enerjisi ve diğer yenilenebilir enerji önemini enerji ve jeopolitik açısından ele aldı. Ayrıca enerji güvenliğinin ulusal güvenlikle doğrudan ilişkili olduğunu belirtti. Yenilenebilir Enerji sektöründe dijitalleşmenin önemli olduğunu da konuşmada vurguladı. Öğütçü, lityum, kobalt ve nikelin yenilebilir enerji kullanımında önemine dikkat çekti.

Etkinlik Yeni Zelanda’lı MB Century şirketinin CEO’su Greg Thompson ve LanzaTech Europe Başkan Yardımcısı Babette Petersen’ in konuşmalarıyla devam etti. Her iki katılımcı firmalarının ulusal ve uluslararası faaliyetlerinden bahsetti.  Petersen Lanzatech’in karbon yakalama teknolojisini anlattı ve dünyadaki benzer örneklerinden söz etti. Thompson ise MB Centuriy’nin 70 yıllık tecrübesiyle uluslararası jeotermal sektöründe öncülerden biri olduğunu ve Yeni Zelanda’da jeotermal endüstrinin gelişiminde başat rol oynadığını belirtti.

Yeni Zelanda Special Envoy for Renewable Energy Yöneticisi Mike Allen, sunumunda Yeni Zelanda’da 129 jeotermal saha bulunduğunu bunlardan 14’ünün 70-140° C, 7 tanesinin 140-220° C ve 15 tanesinin 220° C’den sıcak olduğunu belirtti. Yeni Zelanda jeotermal endüstrisinin özgün koşullarından bahseden Allen, ülkede jeotermal enerji için destek mekanizması olmadığını vurguladı. Ayrıca NCG’lerin enjeksiyonu için bazı projelerden de bahsetti. Allen’in sunumundaki bir diğer önemli başlık da silika-lityum ektrasyonu oldu. Nisan 2018’de devreye alınan ilk ticari tesis, Ohaki jeotermal enerji santralinde bu ay jeotermal akışkanlardan silika çıkarılmaya başlandığı yılda 10500 ton yüksek kaliteli silika çıkarılmasının tahmin edildiği belirtildi.

Zorlu Enerji’den Şehmus Altan’da Türkiye’deki jeotermal endüstrisindeki gelişmelerden ve Zorlu Enerjinin çalışmalarından bahsetti. Soru cevap bölümünde Mike Allen’ın Türkiye’deki destek mekanizmaları sorusunu da yanıtladı. Türk Lirası ve eskalasyonlu olarak yapılan destek mekanizmasının sorunları olsa da hala fırsatlar olduğunu vurguladı.

Kaynak: DEİK