Haberler

Baltimore’daki jeotermal araştırması, yeni teknolojinin potansiyelini vurguluyor

Baltimore, Maryland (kaynak: -ted / flickr, Creative Commons)
Merve Uytun 25 Tem 2022

Maryland, Baltimore'un altındaki potansiyel jeotermal kaynak, 4,5 kilometreden daha fazla bir derinlikte olup, geliştirmeyi yalnızca gelecek vaat eden sondaj teknolojileriyle mümkün kılıyor.

Johns Hopkins Üniversitesi’nden Dr Saman Karimi PhD ve Dr. Bruce Marsh PhD tarafından yapılan ve Abell Vakfı tarafından yayınlanan bir çalışma, Maryland eyaletindeki Baltimore şehrinde jeotermal kaynakların gelişme potansiyeline ortaya koyuyor.

Bulguları, elektrik üretimi için yeterli sıcaklıkların ancak 4,5 kilometreden daha fazla derinliklerde bulunabileceğini gösteriyor. Bu, herhangi bir potansiyel jeotermal projeyi aşırı derecede pahalı hale getirse de yeni EGS ve sondaj teknolojileri, projeyi gelecekte ekonomik olarak daha uygun hale getirebilir.

Yüzey çalışmaları, Maryland’de büyük bir sıcak su kaynağı olmadığını gösterdi. Baltimore şehir bölgesinde 282 metre derinliğe kadar açılan bir kuyu, sadece 16.4 santigrat derece sıcaklık verdi. Daha önce yapılan çok sayıda çalışma, Kıyı Ovası ve Piedmont Platosu’ndaki ortalama arka plan ısı akışının sadece 48 mW/m² olduğunu göstermiştir. 67 mW/m² olan küresel ortalamanın çok altında.

Yeraltı sıcaklıklarına ilişkin tahminlere dayanarak, elektrik üretmek için yeterince sıcak olan jeotermal suya, doğrudan kullanım için daha sığ kaynaklarla minimum 4,5 kilometre derinlikte erişilebilir. Bu, Baltimore ve bitişik alanların altındaki tortul, volkanik ve metamorfik kayalar için düşük bir tahmin olan 1,5 W/mK’lık termal iletkenliğe dayanmaktadır.

Sayısal modelleme, bir jeotermal enerji santralinin en az altı ila yedi yıl boyunca ekonomik olacağını ve bundan sonra çıkarılan suyun sıcaklığının 150 santigrat derecelik eşik değerinin altına düşeceğini göstermektedir. Daha sonra sistemin doğrudan kullanım için yeniden kullanılması mümkün olabilir. Bu kavramsal model, gerçekte mevcut olmayabilecek en uygun jeofizik koşullara dayanmaktadır.

Finansal analizler, doğrudan kullanım için bir jeotermal sistemin 23 milyon ABD dolarına, bir jeotermal enerji santralinin ise 52,41 milyon ABD dolarına mal olacağını gösteriyor. Bu, potansiyel bir jeotermal projesini, her ikisi de önemli ölçüde daha ucuz olan bir kömür veya gaz santraline kıyasla rekabetçi olmaktan çıkarıyor.

Ekonomik görünüm önümüzdeki yıllarda değişme potansiyeline sahiptir. Finansal araştırmalar, önümüzdeki on yılda gaz fiyatlarının 5 ila 10 kat artacağını öngörüyor. Ayrıca Quaise Energy’nin milimetre dalga sondajı gibi son teknolojiler, derin jeotermal kaynakları erişilebilir hale getirebilir.

Kaynak: ThinkGeoEnergy