Haberler

Petrol işçilerinin jeotermal sektörde istihdam umutları ne kadar gerçekçi?

Saskatchewan'da DEEP jeotermal proje sahasında sondaj ekibi (kaynak: Şirket)
Cannur Bozkurt 3 Haz 2020

Petrol sektörü ve özellikle büyük işsiz işgücü, günümüzde petrol yerine jeotermal sektörüyle sondaja geri dönebilmek için büyük umutlarla jeotermal enerji gelişimini araştırmakta. Ama bu ne kadar gerçekçi?

Son haftalarda petroldeki çöküşün jeotermal sektörü için eşi görülmemiş bir patlama yaratabileceği olasılığı hakkında çok şey yazıldı. Aslında bu tamamen yeni olmayan bir konu, benzer tartışmalar 2008/2009 mali krizi sırasında ortaya çıkmıştı.

Houston Chronicle‘da yayınlanan bir fikir yazısında, iki eski yönetici “jeotermal için sondajın her iki taraf için de yeşil yeni anlaşma koridoru” olabileceği hakkındaki görüşlerini paylaşıyorlar.

Yazarlar, petrol sektörünün korkunç işsizlik sayılarını anlatarak, jeotermali Amerika için benzersiz ve zorlayıcı bir enerji teklifi olarak görüyorlar. Vikaram Rao ve Lance Cook, “sondaj ekipleri ordusu, kalifiye servis çalışanları, keşif ve üretim uzmanlığı ve benzeri” nedenlerden, jeotermalin alternatif sağlayabileceğini, iş gücünün ABD’de “yeni fırsatlar için uygun” olarak sektöre atlamaya hazır olduğunu görüyorlar.

Jeotermal sektör, tarif edildiği gibi “alt dalların meyvesi” ise, konu tartışmalı olmanın ötesinde yer alıyor. Bir emtia işi olarak petrol sektörü, özellikle saat başı elektrik satan bir endüstrinin sağladığı “uzun vadeli getirilere” yatırım yapma modelinden basitçe farklı şekilde çalışır.

Hikaye, sadece jeotermal enerji gelişimine yatırım yapmak için hükümet desteğinin gerekli olması değil, aynı zamanda ya mevcut fosil yakıt bazlı enerji üretim tesislerinin yerini almak ya da jeotermal santraller tarafından üretilen güce talep oluşturmak gibi daha karmaşık. Bu nedenle, teçhizat ekipleri için bir uyarının gerçekten ne kadar fark yaratacağı, özellikle kısa vadede o kadar kolay olmayabilir.

Yine de yazarlar, mevcut durumda politikacıların henüz fark etmediği, uzun vadede ise açıkça daha fazla doğruluk payının olduğunun görülmesi gerektiğini savunuyorlar. Jeotermal enerji gelişimi için vergi imtiyazları ve sıfır faizli kredilere odaklanmak ve jeotermal enerji kullanımına yeni teknolojik yaklaşımlar için Ar-Ge yatırımlarını teşvik etmek, temiz enerji ekonomisine doğru bir itici güç sağlayabilir.

Ancak – ve aynı şey jeotermal için de geçerlidir – şimdilik boş bir endüstri ile, stratejik olarak önemli enerji güvenliği bağlamında özellikle tehlikeli olan birçok uzmanlık, personel ve ekipman kaybedilebilir.

IGA İcra Direktörü Dr. Marit Brommer, REN21 ile yaptığı röportajda petrol sektöründeki tecrübesine dayanarak görüşünü şu sözlerle paylaşıyor: “Jeotermal ile petrol ve gaz arasındaki örtüşme, araştırma, sondaj ve üretimde. Bununla birlikte yeraltını anlamak için uzmanlık gerekiyor. Delinecek doğru noktaları, nasıl delineceğini, hangi ekipmanın gerekli olduğunu ve nasıl kullanılacağını bulmak için uzman bilgisi gerekir. Mevcut kriz sırasında, petrol ve gaz sondaj şirketlerinde birçok vasıflı işçi beklemede. Bu işçiler jeotermal sektöre yeniden yerleştirilebilir”.

Ve evet, örtüşen bilgi birikimi, uzmanlık ve hizmetler kavramını kabul ediyor gibi görünmekle birlikte, petrol ve gaz şirketlerinin yenilenebilir enerjiye ve özellikle jeotermal enerjiye geçişte karşılaştığı zorluklar da vurgulamalı.

Uzun izin prosedürleri, teşviklerde ayrımcılık ve vergi sistemleri, personel ve sondaj ekipmanlarının petrolden jeotermal projelere hızlı bir şekilde aktarılmasına izin vermeyen ve jeotermal kalkınma önünde kalıcı engeller teşkil etmekte.

Kaynak: ThinkGeoEnergy