Haberler

Ufuk Şentürk ile jeotermali ve geleceğine dair beklentilerini görüştük

JESDER Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Şentürk
Cannur Bozkurt 3 Eki 2018

Jeotermal Haberler, JESDER Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Şentürk ile JESDER ve jeotermal sektörüne dair beklentiler üzerine bir röportaj yaptı.

Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESDER) 2014 yılında kurulmuş ve 2015 yılında aktif bir şekilde çalışmaya başlamıştır. Dernek, kamu ve özel sektör arasındaki köprü olma görevini üstlenmiş bulunmaktadır. Amacı, sektörün sıkıntılarını ilgili kurumlara duyurabilmek ve gerekli çözümleri üreterek jeotermal sektörünün ilerleyişine katkıda bulunmaktır. Çeşitli basın kuruluşları ile çalışmakta olan JESDER, yanlış bilgilendirmelerin önüne geçme arzusuyla, kamuyu doğru bilgiler ile aydınlatma amacı da taşımaktadır.

Jeotermal Haberler, jeotermalden enerji üretiminde bulunan tüm yatırımcıları biraraya toplamış olan JESDER Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Şentürk ile sektörü konuştuk:

Türkiye, oldukça kısa bir sürede hızlı bir atılım ile 1.200 MW kurulu güce erişerek 1 GW Jeotermal Ülkeler Kulübü’ne katıldı. Sizce bu büyümenin ana unsurları nelerdir?

Hali hazırda var olan enerji kaynağımızın değerlendirilmesinde elbette ki yenilenebilir enerji kaynaklarına dünya nezdinde yönelme yatmaktadır. Uzun zamandır üzerinde çalışılan bu konu fosil yakıtların çevreye verdiği zararlardan ötürü, giderek anlamlı bir şekilde yayılmaktadır. Türkiye de bu temiz kaynaktan yararlanmayı seçmiş bir ülke olarak; mevcut koşullar altında hem kamu hem de özel sektör olarak elinden geleni yapmaktadır. Her defasında dile getirdiğimiz jeotermal enerji kaynak yatırımlarının yüksek maliyetli oluşu bizleri yatırım yapmakta endişe ettirse de yatırımcılarımızın ve devlet desteklerinin, kaynağımıza yatırım yapabilmemizde büyük bir ışık olduğu kanaatindeyiz. Özellikle YEKDEM teşvik sisteminin varlığı ile özverili yatırımlar bizleri bu güzel noktaya taşımıştır. Elbette ki sorunlarımız henüz bitmiş değil, 2020 sonrası YEKDEM için halen çabalamaktayız, bu teşviklerin yanı sıra yerli üretime destek ve KDV – ÖTV istisnaları konusunda da kamu ile sürekli bağlantı halindeyiz. Umuyoruz ki beklentilerimiz olumlu sonuçlanacaktır.

Türkiye’deki Jeotermal santrallerin çoğunluğu, ABD ya da Endonezya’daki büyük ölçekli jeotermal santrallere kıyasla daha küçük ünitelerden oluşmaktadır. Sizce bunun nedeni nedir ve şu anda en büyük kapasiteli santral hangisidir?

Ülkemiz henüz jeotermal santral yatırımlarında yenidir. Bu nedenle, gerek rezervuarların kapasitesini ölçmek gerekse sahaların sürdürülebilirliğini test etmek amacıyla santraller küçük kapasiteli inşa edilmektedir. Çünkü, jeotermal santrallerin risk faktörü ve inşa maliyetleri son derece yüksektir. Riski minimize ederek uygulanabilir yatırımlara dönüştürmek amacıyla, santraller daha düşük kapasiteli inşa edilmektedir. Ülkemizde çalışan en büyük tek parçada lisans gücüne sahip JES, geçtiğimiz günlerde devreye alınan Zorlu Enerji’nin sahip olduğu Sarayköy’de bulunan ve 100 MWe kapasiteli jeotermal elektrik santralidir.

Mevcut YEKDEM, türbin üreticilerinin, üretimlerini Türkiye’de inşa etmeleri için bir teşvik sağlamıştır. Bunun Türkiye’deki pazar ve müşteriler için ne gibi bir etkisi olduğunu düşünüyorsunuz? Sizce üretime dayalı bu büyüme nasıl devam eder?

Ülkelerin kendi kendilerine yetebilmeleri oldukça önemlidir. Bir devlet ne kadar dışarıya bağlı ise; refah seviyesi o derece küçülecektir. Örneklerini çok gördüğümüz üzere, Türkiye de enerjide dışa bağımlı ülkelerden biridir. Dış borçlarımızın büyük bir bölümünü oluşturan enerji sektörünün borçlu olma hali de bu sebeptendir. Biz jeotermal enerji sektörü yatırımcıları ve dernek olarak, bu bağımlılığı azaltmak için çabalıyoruz. Bu sebeple de, devletimizin yerli üretim teşvikleri hem bizler için hem de devletimiz için önem arz etmektedir.

Şu an ekipmanlarımızın büyük çoğunluğunun yurtdışından geliyor oluşu, biz yatırımcılar için önemli maliyet riskleri taşımaktadır. Keza türbin üretiminin de Türkiye’de yapılabiliyor olması bu maliyet risklerini azaltacak, azalttığı gibi, enerji üretimi de daha verimli hale gelecektir. Biliyorsunuz ki elde edilen ürünün maliyeti ne derece düşük ise; ondan yararlanan kişi ve kurumların da maliyeti o derece düşük olacaktır. Bu sebeple bu teşviklerin devamı sektörümüz açısından elzemdir. Teşviklerin devamının yerli üretimi arttırmaması düşünülemez.

EBRD, Dünya Bankası ve TKB’nin programları gibi uluslararası destek programları Türkiye’de jeotermalin gelişiminde ne kadar önemli olmuştur?

Öncelikle bu programlar her şeyden öte Türkiye Jeotermal Sektörünün tanıtımında önemli rol oynamaktadırlar. Ülkemizdeki mevcut potansiyelin farkında olan bu kuruluşlar, maliyetlerimizin ne kadar yüksek olduğunun da bilincindedirler. Bu sebeple, onların desteği ile hazırlanan proje vb. çalışmalar sektörün hem yurtiçinde hem de yurtdışındaki gelişimi için önemlidir.

Türkiye’de jeotermalin doğrudan kullanımına dair önemine ilişkin düşünceleriniz nelerdir? Santral işletmecilerinin, elektrik üretiminin ve doğrudan kullanımın işleyişini dikkate almaları konusunda ne düşünüyorsunuz? Örnek verebilir misiniz?

Türkiye’de jeotermal kaynaklarımızdan faydalanmanın maximum seviyelere çıkarılması için JESDER olarak büyük bir gayretle çalışmaktayız. Bu kapsamda, Tarım Bakanlığı ile yürüttüğümüz Manisa ve İzmir jeotermal kaynaklı teknolojik sera bölgesi belirlenmesi çalışmaları hızla ilerlemektedir. Ayrıca TPIC tarafından petrol arama amaçlı düzenlenen ve içlerinde sıcak jeotermal akışkan bulunduran kuyuların şehir ısıtması ve seracılık amacıyla kullanılması için de TPAO ile birlikte yürüttüğümüz çalışmada önemli bir yol kat edilmiştir.

Güncel kurulu güç 1.200 MW’a ulaşmışken geleceğe dair tahminlerinizi öğrenebilir miyiz?

Eylül 2018 sonu itibariyle 1.200 MWe’a erişen kurulu gücümüz ve büyüme hızımız büyük bir ivme ile devam etmektedir. Her platformda belirttiğimiz üzere; yeterli destek ve çalışma ile, 2020 yılı hedefimiz 3.000, 2023 yılı hedefimiz ise; 4.000 MWe’dir. Biz hem jeotermal sektörü adına hem de diğer yenilenebilir enerji sektörleri adına umut içerisindeyiz. Taleplerimiz kurumlar nezdinde değerlendirilmektedir ki YEKDEM’ in de devam edeceğine dair olumlu görüşlerimiz bulunmaktadır.

Kaynak: JESDER Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Şentürk ile email röportajı