Haberler

Yukon için jeotermal ve seralar, enerji ve gıda güvenliğinin bir yolu olabilir mi?

Whitehorse'da Ana Cadde, Yukon / Kanada (kaynak: flickr / Arthur Chapman, creative commons)
Cannur Bozkurt 10 Ağu 2020

Jeotermal enerji, Kanada'nın kuzeyindeki Yukon Bölgesi'nde bir şirketin planlanan sera akuaponik operasyonlarının temel unsuru ve bu, gıda güvenliğini iyileştirmeye ihtiyaç duyan dünya çapında tüm kuzey bölgeleri için bir model olabilir.

Devam eden Kovid-19 salgınıyla birlikte, dünyanın dört bir yanından ülkeler enerji ve gıda güvenliği tartışmalarıyla karşı karşıya. Güzergahları ve iş modellerini içe aktarmadaki zorluklarla birlikte, giderek daha fazla bölge gıda bulunabilirliğini güvence altına almanın yollarını arıyor.

Bu nedenle, Kanada’daki Yukon Bölgelerinde kendi kendine yeterliliği artırmak ve yerel gıda pazarı oluşturmak için çiftçiliğe yönelme çabalarını görmek şaşırtıcı değil.

Yukon örneğinde, soğuk iklim tarımı olan kuzey bölgesi gıda üretimi, ya kısa yazlarla ya da yılın daha soğuk aylarında seralarla sınırlıdır. Enerji arzının nasıl garanti edileceği, büyük bir endişe ve aynı zamanda büyük bir maliyet unsurudur.

Jeotermalin işe yaradığı yer ise tam da burasıdır. Mevcut olduğu yerde zaten düşük sıcaklıklara sahip yerel bir kaynak, seralarda yerel tarımın ekonomik olarak uygulanabilir hale getirilmesinde muazzam bir etki yaratır.

Yukon gibi bölgelerde talep çoğu zaman arzı geride bırakırken, yerel üretim giderek daha önemli hale geliyor. Yukon’daki North Star şirketi, yerel Takhini kaplıcalarının yakınında hidroponik sera işletmesini geliştiriyor. Jeotermal kaynak daha da iyi güç sağlayabilirse, ısı üretimi de gerçekleştirilebilir. CBC tarafından 2019 yılında bildirildiği üzere şirket, balık ve sebze yetiştirmeyi planlıyor.

Kaynak: ThinkGeoEnergy